1. Haberler
  2. Sağlık
  3. 5 yaşındaki çocuk, gün içinde yaşadıklarını anlatabilmeli…

5 yaşındaki çocuk, gün içinde yaşadıklarını anlatabilmeli…

featured
5-yasindaki-cocuk-gun-icinde-yasadiklarini-anlatabilmeli.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2 yaşına gelen bir çocuğun hâlâ kelime öbekleri kuramamasının dil gecikmesine işaret edebileceğini aktaran Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “Bilgi ve iletişim becerilerinin normal gelişim sürecine uygun ilerlememesi, çocukların okul öncesi veya okul çağındaki durumlarında öğrenme süreçlerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Terapi yöntemlerine hızlıca karar verilmesi, dil bozukluğunun ileride oluşturabileceği yan etkilerini azaltmada önemlidir.” dedi. Dijital ekranlarla uzun süreli etkileşimin ise çocukların dil gelişimini olumsuz etkilediğinin araştırmalarla kanıtlanmış olduğunun altını çizen Tahmincioğlu, iletişim ihmali ve sınırlı etkileşimlerin, gelişimsel dil bozukluklarının en önemli nedenleri arasında yer aldığını kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, çocuklarda dil ve konuşma gelişimi, özellikle de erken çocukluk döneminde ortaya çıkan dil gecikmesi belirtileri ve nedenleri hakkında açıklamalarda bulundu

2 yaş, dil gecikmesinin ilk belirtileri açısından önemli!

Bebeklerde ilk anlamlı sözcüklerin 12’inci ayda ortaya çıktığını aktaran Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “18’inci ayda çocuklarda kelime dağarcığı oldukça gelişir. 2 yaşında 50-60 sözcük hazinesine ek olarak sözcük öbeği kullanılmaya başlarlar. 2 buçuk yaşında da sözcük dağarcığı ciddi anlamda gelişir. 3 yaşında çocuklar kendilerini cümleler ile ifade edebilirler. 4 veya 5 yaşına geldiklerinde karmaşık olayları uzun cümleler ile ifade edebilirler.” dedi.

2 yaşına gelmiş, kendini sözcüklerle ifade edemeyen, basit eylemler kullanan ve sözcük öbeği kullanamayan çocuklarda dil gecikmesinden şüphelenilmesi gerektiğini kaydeden Tahmincioğlu, “4 veya 5 yaşına gelmiş çocukların gün içinde yaşadıkları olayları anlatabilmesi gerekir. Dilin sadece sözcük hazinesi veya cümleleri yoktur. Bunun dışında dilin pragmatik ve semantik yapıları da vardır.” şeklinde konuştu.

Kısa ve basit ifadeler bir sorunun işareti olabilir! 

Dilin pragmatik ve semantik yapılarında problem olması halinde görülebilecek durumlara değinen Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, şunları söyledi:

“Yetersiz etkileşimler olabilir. Çocuklar sorulan sorulara yanıt vermek yerine başka yanıtlar verebilir. Kendi istedikleri konularda konuşarak ikili iletişimi yeterli miktarda uygulayamayabilirler. Sohbeti başlatmakta veya sürdürmekte zorluklar yaşayabilirler. Sınırlı sözcük dağarcığına ek olarak az sayıda ifade daha çok somut alanlarda somut sözcüklerle kendilerini ifade ettikleri gözlenebilir. Somut sözcükleri çok fazla kullanabilirler, bağlantıları karıştırabilirler ya da bağlaçları hiç kullanmazlar. Genellikle kısa ve karmaşık olmayan ifadelerle kendilerini ifade ederler. 5N soruları kafa karışıklığına yol açabilir ve bu soruları anlamakta da güçlük yaşayabilirler.”

Erken tanı ileride görülebilecek yan etkileri azaltmak için önemli!

Erken tanının duruma uygun müdahalelerin başlatılması açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “Bilgi ve iletişim becerilerinin normal gelişim sürecine uygun ilerlememesi, çocukların okul öncesi veya okul çağındaki durumlarında öğrenme süreçlerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Terapi yöntemlerine hızlıca karar verilmesi, dil bozukluğunun ileride oluşturabileceği yan etkilerini azaltmada önemlidir.” dedi.

Çocuklarda ve yetişkinlerde hem farklı hem benzer özellikleri var!

Çocuklarda ve yetişkinlerde dil ve konuşma bozukluklarının birbirlerinden farklı olduğunu dile getiren Anuş Tahmincioğlu, “Dil bozuklukları denildiğinde çocuklarda gelişimsel bozukluklardan, yetişkinlerde ise edinilmiş bozukluklarından bahsetmekteyiz. Konuşma bozukluklarından bahsedecek olursak artikülasyon bozukluğu bir konuşma bozukluğudur. Konuşma sesi bozukluğudur. Yedi yaşındaki çocuk da ‘r’ sesini söyleyemeyebilir, 40 yaşındaki bir birey de söyleyemeyebilir.” açıklamasını yaptı.

Dil ve konuşma bozuklukları farklı sebeplerle görülebiliyor… 

Dil ve konuşma bozuklukları türlerine değinen Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Artikülasyon bozukluğu bireyin konuşma seslerini doğru bir şekilde üretememesidir. O sesi hiç çıkaramaması ya da o ses yerine başka bir ses kullanması durumudur. Altı yaşına gelen bir çocuk bazı sesleri çıkaramıyorsa okuma yazmada da sorunlar gözlenebilir. Çocuk okula başlamadan önce dil ve konuşma terapistine başvurulmalı. Afazi edinilmiş bir dil bozukluğudur. Genellikle inme ve kafa travması sonucu ortaya çıkar. Beyinde dil alanının zedelenmesi sonucunda gözlemlenir. Kişiden kişiye afazi tipleri değişiklik gösterebilir. Uygun rehabilitasyon süreci de takip edilirse afaziye sahip bireylerin dil ve iletişim becerilerini iyileştirmek mümkündür.

Artikülasyon bozukluğu için öncelikle dil konuşma terapistine başvurmak gerekir. Bu kişideki bozukluk bir artikülasyon bozukluğu mu yoksa bir fonolojik bozukluk mu? Ona bakılması gerekir. Kaç seste ses hatası olduğuna dair durum değişebilir. ‘R’ yerine ‘v’ veya ‘y’ sesini çıkarmak ses bozulması olarak adlandırılır. Bunun dışında ‘r’ sesini hiç söylememe durumu da görülebilir. Ses bozulmasında fonolojik sorunlarda ses ekleme sorunu olabilir, birey hecelerin veya seslerin yerlerini değiştirebilir. Dilin ses sistemini anlama ve kullanma becerisindeki bozukluk fonolojik bozukluk olarak adlandırılır. Konuşma seslerinin doğru bir şekilde üretilmediği gözlenir. Semantik dil bozukluğu ise, dilin anlam ve içerik yönünden kullanımında zorluk yaşanması olarak tanımlanır. Semantik dil bozukluğu olan çocuklar kelimelerin anlamını anlamak veya kelimeler arasında ilişkiler kurmakta biraz güçlük yaşayabilir. Bu durum yetişkinlerde de görülebilir.”

İletişim ihmali dil ve konuşma gelişiminde olumsuzluklara neden oluyor! 

Günümüzde dijitalleşmenin hayatımızın bir parçası olduğunu ifade eden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “Bir kafede ya da bir restoranda çocukların kendi aralarında oyun oynamak ya da iletişim kurmak yerine sıklıkla ekranlarla iletişim kurduğunu gözlemliyoruz. Bu durum duygularını kesinlikle olumsuz etkiliyor.” dedi.

Bu konuda yapılan araştırmaları hatırlatan Tahmincioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Dijitalleşmenin 2 yaşından küçük çocuklarda dil gecikmesine sebep olduğu yapılan araştırmalarla gözlemlenmiştir. Her gün iki saatten fazla televizyon, telefon, tablet kullanımı, dil becerisi iyi olan akranlarına oranla çocuklarda dil gecikmesinin artmasına sebep olur. O yüzden çocuklarla ne kadar çok oyun oynarsak veya yaşıtları ile ne kadar iletişimde kalırsa, gelişimsel dil bozuklukları ihtimalini olabildiğince azaltmış oluruz. İletişim ihmali sonucunda dil ve konuşma gelişiminde çok fazla olumsuzluk ortaya çıkabiliyor.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

5 yaşındaki çocuk, gün içinde yaşadıklarını anlatabilmeli…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin